Wednesday 17 October 2012

ailemizin yeni üyeleri..


 çoooook uzun zaman olmuş yazmayalı hatta okumayalı.. en son tembelim demişim ya vazgeçtim ondan benim durumum için başka bir kelime türetilmeli şöyle double tembellik anlamına gelen.. bir ara yatmaktan fırsat bulursam bunun üzerinde düşünebilirim sanırım..
yazmadığım zamanlarda neler değişti hayatımda diye düşünüyorum ve farkediyorum ki çok şey değişmiş.. bir kere yaşadığım şehir değişti artık auckland değil hamilton saçmalamalarım bunlar buralıların deyişi ile hamiltron ya da sadece tron.. 2 hafta önce iş durumum da değişti artık yine işsizim ve bu gidişle bu durum uzunca bir süre devam edecek.. geçen haziranda ailemize Karpuz dahil oldu.. bizim minik, yaramaz, dünya tatlısı kedimiz.. onun gelişiyle hayatımız kadar gecelerimiz de renklendi (yoksa karardı mı demeliyim bilemedim).. her gece özellikle sabaha karşı gırıltılar ve gurultular eşliğinde bizi uyandırıp kendini sevdirme telaşında minik oğlumuz.. napalım o da öyle bir kedi işte gece sevilmezse mutsuz oluyor bizde onu mutsuz etmeyelim diye uykusuz kalıyoruz ya da onu yataktan aşağı atıp uyumaya devam ediyoruz..
karpuz dışında yeni bir üyesi daha var artık ailemizin.. gerçi son üye henüz tam olarak dahil olmadı aileye biraz daha zamanı var aramıza katılmak için ama biz onu şimdiden çooook sevdik.. her ne kadar henüz dokunamasak da arada fotoğraflarına bakıp mutlu oluyoruz.. henüz 7cm kendileri ama şimdiden benim hayatımı fena halde etkilemeye başladı.. yanımıza geldiğinde neler yapacak bize tahmin bile edemiyorum..
şimdilik mide bulantıları ve yorgunluk ve tabi bazende ağrılar olarak ben buradayım diyor bana yaklaşık 6 ay sonra çığlıklar ve ağlamalar şeklinde belli edecek varlığını sanırım ama olsun annesi onu sakinleştirmek ve mutlu etmek için elinden geleni yapacak.. ve kesin olarak bildiğim tek şey annesi ve babası onu çok sevecek..

Wednesday 29 February 2012

iş hayatı bana yaramadı..
hayatımda ilk defa çalışıyo olmasam da 30 yaşında bir insan olarak çalışıyo olmak bünyede fena halde yorgunluk ve işten arta kalan zamanlarda tembellik şeklinde yansıdı hayatıma.. bu arada bu cümleyi kurmak için bi 10 dakika harcadım sanırım ki hala da doğruluğundan emin değilim.. hayırr yaaa ingilizceyi tam öğrenmeden türkçeyi unutamam şimdi hiç sırası değil gerçekten :(
çarşamba ve cumartesi olarak 2 gün iznim var ve bunlar bana yetmiyor.. cumartesi kocamla vakit geçireyim,  çarşamba da ev işi, alışveriş, kişisel bakım vs. modunda başlıyorum güne ama sonuçta  hiç bişey yapmadan ve de üstüne hala yorgun olarak sonlandırıyorum günlerimi.. ve ertesi gün işyerinde sürünüyorum..
çalışmak yerine çocuk yapıp full time anneliğe mi başlasam diye geçiyo bazen içimden ama yok bu tembellik ve salaklıkla annelik olayında da patlarım ben.. yok yani dönüşü de yok bu işin ben bu olayı sevmedim deyince çocuk kendi kendine bakmaya başlamıyo netice de bi kere yaptın mı elin mahkum büyüteceksin ( bak gözüm korktu yine vazgeçiverdim anne olmaktan).
bugün yine çarşamba ve ben yine aynı tembel, sıkkın ve de bıkkın modumdayım.. temizlik yapmam, markete gitmem, yemek yapmam, balkonu yıkamam ve bi iş başvurusu için cover letter yazmam lazım ama ben hala hiç bişey yapmadım.. hee tabi bunların hepsini 4 ten önce yapmam lazım ki gidip kocamı işten alabileyim yoksa bi de onun serzenişlerini dinlemem gerekecek ki hiç çekemem şimdi cidden :/
hımmm sabahtan beri yaptıklarımı düşünüyorum şimdi ve dışardaki ölü fareyi ortadan kaldırmak dışında hiç bişey yapmadığımı farkediyorum öyleki kahvaltı bile yapmadım..
çok iğrenç bi şekilde son bi kaç aydır arada ölü fareler buluyoruz evin çevresinde.. ölü olmaları biraz umut verici olsa da fare olmaları fena halde canımı sıkıyor.. eski komşularımızdan kalan 2 kedi sayesinde pek uzun yaşayamadıklarını tahmin ediyoruz ama neden ve nerden geldikleri konusunda henüz bi tahmin yürütemedik.. durum hala oldukça vahim yani :(
offf bak keyfim kaçtı yine biraz uyursam düzelir belki... her zamanki hadi bana iyi tembellikler...